entry'ler (313)

gecenin şiiri

ismet özel

Budur
işte bir daha korkmamak için korkmaz görünen korku
işte şehirleri bayındır gösteren yalan
işte mevsimlerin değiştiği yerde buharlaşan
kelepçeler, sürgünler, gençlik acılarıyla
güçbela kurduğum cümle işte bu;
ten kaygusu yüklü ağır bir haç taşımaktan
tenimin olanca ağırlığı yok oldu.
Solgun evler, ölü bir dağ, iyice solmuş dudak
bile bir bir çınlayan
ihtilal haberidir
ve gecenin gümüş ipliklerden işlenmiş oluşu
nisan ayları gelince vücudu hafifletir
şahlanan grevler için kahkahalarım küstah
bakışlarım beyaz bulutlara karşı obur
marşlara ayarlanmak hevesindeki sesim
gider şehre ve şaraba yaltaklanarak
biraz ağlayabilmek için
fotoğraflar çektirir
babam
seferberlikte mekkâredir.

Tutun ve yüzleştirin hayatları
biri kör batakların çırpınışında kutsal
biri serkeş ama oldukça da haklı.
Ölümler
ölümlere ulanmakta ustadır
hayatsa bir başka hayata karşı.

(bkz: amentü)

i shot the sheriff

hz. bob marley'in güzide parçalarından birisi. en sevdiğim cover ise blues tarzı ile eric clapton efendininkidir. onun da bir sürü farklı versiyonları olsa da favorim: http://www.youtube.com/watch?v=10qLYy6hiFQ

narcos

o kadar övüldükten sonra dayanamayıp netflixten izlediğim dizi. hazır yoğunluğum yokken tvde de izleyecek bir şey yokken açıp bunu izledim. ilk iki sezonu bitti. üçüncü sezona bi süre başlamayı düşünmüyorum. ancak ilk iki sezonunda anlatılan hikayeyi ve oyunculukları bir değerlendireyim.

ilk tebrik her şeyden evvel soundtrack için. gerçekten seçilen hem ingilizce hem de latinas müzikler harikaydı.

ikinci tebrik ise dizinin ana karakteri wagner moura için. karakter oyuncuyla öyle bir bütünleşmişki bunu izleyiciye net bir şekilde yansıtabiliyor. hikayenin dramasını muhteşem yansıtmış bir şahsiyet, hayran kaldım. hem gücü, hem kötülüğü, acımasızlığı, hırsı, hem aile bağlarını hem de zayıflığı ve acziyeti mükemmel göstermiş. bu hayali bir karakter de olabilirdi pablo escobar olması gerekmiyor ya da vay be escobarı ne güzel oynamış da demiyorum. çünkü escobarı hiç görmedim, tanımıyorum. demem o ki herif bir insanın insan olmanın getirdiği karakterin ve duyguları öyle bir göstermişki işte insan diyorsunuz. onun için el patron rolü ile tüm tebrikleri hakediyor.

diğer cast için aynı şeyleri diyemeyeceğim. ya da kolombiyadaki o dönemin şartlarını çok bilmediğimden diziye yansıtabilmişler mi tam emin değilim. ama şunu kolaylıkla farkedebilirim. her şey amerika için! evet tüm abd yapımlarında olduğu gibi dünyaya sevgi, barış ve huzur getirmek için amerika heryerde.

çekimlerle alakalı teknik detaylar da çok hoş idi. görüntü yönetmenine de tam puan veriyorum.

dizide geçen diyaloglar, kötülüğün tanımlanması, bir devletin çürümüşlüğü vs gibi kkonular da başarılı yansıtılmakta.

sonuç itibarı ile güzel bir dizi olmuş ilk iki sezonu ile. zaten 3 ve ardıl sezonları daha ayrı bir tür olacaklardır. farklı bir dizi olarak değerlendirilebilir.

kendini bir cümle ile anlat

fikrim neyse zikrim de odur.

kusursuz sevgili

kusursuz sevgiliyi sevgiyi kusursuz yaparak elde edebilirsiniz.

yaratılış gereği hepimiz defoluyuz. hata yapmaya yatkınız. öyle olmasa dahi farklılıklarımız var ve tek bir doğru yok. dolayısı ile iletişim için ve ilişki için yapmamız gereken yegane şey empati ve sağduyu.

ilişkilerimde hep sakinimdir. bir şeye öfkelenmeden evvel onu anlamaya çalışın. onu hoş görün (hoş görülmeyecek şeyler de vardır tabi).

sonuç olarak kusursuz insan olmadığı için kusursuz bir birliktelik de olamaz ancak bu kusurları minimize ederek sevdiğiniz kişilerin kusurlarını kapatmayı deneyerek kusursuzluğa erişilebilir.

başkaca sebeplerden ayrılsak da en son kız arkadaşımla aramda 9 yaş fark vardı (benden büyüktü) çok farklı kişiliklerdir. nasıl sevgili olduk onu bile bilmiyorum ama olduk bir şekilde. ve hep pozitif olduk. çok saçma şeylerden de tartıştığımız oldu ama çözdük görmezden geldik, birbirimize özgürlük verdik ve kusursuzluğa eriştik. yurtiçi yurtdışı gezmediğimiz yer kalmadı. defolar kayboldu farketmedik bile. geçirdiğimiz zaman kaliteliydi, sevişmelerimiz bile bir ayin gibiydi ve her defasında daha çok eriştik kusursuzluğa....

haklı olmak hakkı dillendirmeyi gerektirmez her zaman bazen susup anlamayı da gerektirebilir.

türbanlı mağduriyeti

bitmeyendir. ulan şuna harcayacağınız çabayı bilime adasak bitmeyen enerjiyi bile bulabilirdik.

otobüs muavinlerinin yattıkları gizemli bölüm

yıllar evvel seyehat ettiğim bölümdür.

orta kapının girişinde hemen sol tarafında küçük bir girişi vardır. girilir. içeride klima, pencere, yatak, yorgan, yastık ve bilimum yiyecek içecek mevcuttur.

ankaraya giderken (o zamanlar muavinle şoför yoldan biletsiz yolcu alıp pay ederlerdi parayı) konyada bana dediler sen çocuksun boşuna yer kaplama amk, paranın yarısını da verelim sana seni kral dairesinde götürelim ankaraya dediler. ablamla gidiyorduk, bi kadın yolcu almak için diyorlar tabi.

neyse girdik yaklaşık 3 saat seyehat ettim. fena değildi. muavin arada bir gelir muhabbet ederdik. yiyecek ve içecek ise sınırsızdı, yata yata gittik.

hacamatcılar federasyonun ttb ye karşı uyarısı

bir sloganları dikkatimi çekti. entry nick uyumu gibi olmuş.

'dik dur eğilme bu millet seninle' demişler. diyen de kan alıcı hacamatçılar.

eğilirsen kan alırım! aman haa!

kedicik meryem in çıplak namaz kılması

kediciklerin akli melekeleri olmadığından herhangi bir cezai mieyyidesi yoktur. zaten akli melekeleri olsalar adnanın kedicikleri olmazlar. boşverin.

koç burcu kadını

asildir, aziz(e)dir.

gece kitap okuyan tip

gece her kitap okunmaz. ama bazı kitaplar da kendini gece daha cazip hale sokar.

başlamak isteyenler için: hermann hesseden bozkırkurdu

inanın gece okumaktan keyif alabileceğinzi bir kitap.

cahit zarifoğlu

dönemin efsane şairi olarak anılır. haksız da değil insanlar elbette, keşke daha çok yaşasaydı. ancak yine de bir ismet özel değildir. şimdilerde kızgınlıkla anabileceğiniz bu şairimiz ismet özel hakikaten çıtayı öyle bir yere çekmiştir ki yakalaması ve geçmesi zor.

liseli kız

hepimizde anısı olan bir dönemin unsurudur.

ilk seviştiğim kızcağız liseli bir kız idi. bunu anlattığım zaman insanların bana peşinen sapık ya da pedofili gözü ile bakmasına ise deli oluyorum. keza o zaman kendim o kızcağızdan bir yaş daha küçüktüm. sapık değil aşıktım. ayrıca ergenliğin getirdiği sex merakı da cabası. güzel kızlardı şimdi artık bırak genç kızı ortaya yaş sınıfına girmiş kadınlardır.

türklere kıçı kara tavuk diyen çerkes

sınırlandırılmış örneklem üzerinden devam edersek kendisi de götü sarı tavuktur. al birini tak ötekisine ne farkı var.

türklere kıçı kara tavuk diyen çerkes

sınırlandırılmış örneklem üzerinden devam edersek kendisi de götü sarı tavuktur. al birini tak ötekisine ne farkı var.

her olayı siyasete bağlayan tip

her boku siyasetle açıklayan bir düzende eleştirilmemesi gereken tiptir. çünkü siyaset gibi kirli bir bulut her şeyin üstünü örtmüştür.

sivil toplum mu? siyaset olmadan olmaz.
dernek, think tank vs? siyasetsiz ve tarafsız mümkün değil.
eğitim, akademi? tamamen siyasetin koltuğu altına aldığıdır.
kamu görevi? bunu zaten artık herkes biliyor. ne mümkün.
askeriye, askerlik? en milli konu ve birleştirici olması beklenirken o bile siyaseten ayrıştı.

en vahimini söyleyeyim. aile? maalesef orada bile aptal saptal siyasi farklılıklar çatışmalara yol açıyor.

siyaset hamasettir, yalandır, rasyonellikten uzaklaşmış, uyuşturulmuş bir haldir ama maalesef her şeyi sarıp kontrol altına almış bir lanettir de.

maalesef lanetlendik!

sevişme başlatıcı normal diyaloglar

bir şekilde ikna edilip tatile gidilmiş, tatlı bir butik otelde konaklama yapılıyor ancak ayrı odalar. akşam olmuş, ay kocaman, deniz koyu ve sakin, hava çok tatlı (mekan cunda) güzel bir gün geçirilmiş, altta araba gezilip tozulmuş, yenilip içilmiş... otele gelince ya ben bi şarap almıştım balkonda içsek mi sorusuna biraz da ürkek peki cevabı.

balkonda oturup bu manzara eşliğinde içilen beyaz şaraplar daha bitmeden gelen soru tam olarak bu başlangıcı ifade eder: 'içeri geçelim mi?'

bu arada soruyu kimin sorduğu da önemli tabi !

makarna tarifi

her ne kadar dalga konusu olsa da; türlü türlü soslar ve ana katkılar ile inanılmaz bir yemeğe dönüşebilir. en büyük zevklerimden birisi yemek yapmak. hatta bi ara gastronomi ile alakalı bir kurs almayı dahi düşündüm (tamamen zevk odaklı) makarna deyip geçmeyin. kremalı sos ile bir yemek, tavuk krema ve sebze ile başka bir yemeğe dönüşür.

ben yemek zevki geniş bir adam olarak 12-13'den fazla şeklini bizzat denemişimdir, çok da sevmişimdir. özellikle sevgililerim gel makarna yapayım sana deyince önce bi mırın kırın eder, yedikten sonra ise tekrarı için randevu alırlardı.

makarna kıymetli bir yemektir. eğer şuan acıkmış olan varsa hemen suyu kaynatsın...

nando de colo

nbade spurs gibi bir organizasyonda tutunamamış yetenekli basketçi. pop rei gibi international player seven bir adam, çevresinde ona yardımcı olabilecek vatandaş parker, ve muhteşem yeteneği. ama olmadı geri geldi. spursta kalıcı olup parker sonrası takımın guardı olarak devam etmesini çok isterdim.

avrupada iyi oynuyor elbette ama nba her şeye rağmen bir başkadır. belk teodosic gibi o da 30 yaşında tekrar okyanuslara açılmak ister.

kadın erkek ilişkisinin gerçekleri

erkek geniş, kadın pimpiriklidir.
kadın sorgulayıcı, erkek sonuç odaklıdır.
kadın geleceği çok fazla düşünür, erkek yarını bile pek düşünmez.
erkek sikişip boşalmak ister, kadın sevişip zevk almak ister.
erkek saklamak, kadın paylaşmak ister.
kadın kıskanır, erkek daha fazla kıskanır.

daha bir çok şey yazılabilir ki bu listem benim 120 civarıdır, ancak bu kadarı yeterli.